“Bu Üniversitenin Türkiye’ye Olan Mesajını Çok Önemsiyorum”

October 9, 2019 by
byd
2019-2020 eğitim-öğrenim döneminde öğrenci kabul eden OSTİM Teknik Üniversitesinde ilk dersi Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk verdi. Selçuk, “Bu üniversitenin Türkiye’ye olan mesajını çok önemsiyorum. Burası tam da hayal ettiğimiz; bilimin, teknolojinin, uygulamanın hepsinin iç içe olduğu yerler.” dedi. Üniversitenin tarihindeki ilk akademik yıl açılışında oldukça geniş bir katılımcı kitlesine hitap eden Bakan Selçuk, “Bu üniversitenin Türkiye’ye olan mesajını çok önemsiyorum. Burası tam da hayal ettiğimiz; bilimin, teknolojinin, uygulamanın hepsinin iç içe olduğu yerler. Bunun ne anlama geldiğinin öğrenciler tarafından daha fazla içselleştirilmesi lazım.” dedi. 2019-2020 akademik yılına; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 25, Mühendislik Fakültesinde 87, Meslek Yüksekokulu programlarında 120 olmak üzere 232 öğrencisiyle başlayan OSTİM Teknik Üniversitesi akademik yılı açılışını gerçekleştirdi. Programa, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Karayiğit, AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, önceki dönem bakanları Ali Coşkun ve Beşir Atalay, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, STK, kamu ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve veliler katıldı. “Bu doğru tercih düşüncesinde hiçbirimiz yanılmayacağız” Etkinlikte ilk konuşmayı, üniversiteyi ilk sırada kazanan Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencisi Veysel Eren Öztürk yaptı. İlk sırada yerleşen öğrencisi olmaktan gurur duyduğunu kaydeden Öztürk, “Üniversite dönemi bir insanın hayatında en önemli dönemlerden biridir, geleceğini inşa ettiği zaman dilimidir. Kendi hayatım adına bu dönemi OSTİM Teknik Üniversitesi’nde geçirmemin en doğru tercih olacağını düşündüm. Diliyor ve inanıyorum ki bu doğru tercih düşüncesinde hiçbirimiz yanılmayacağız. Üniversitemizin bize katacakları ile geleceğimizin inşası için önemli bilgilerle donanıp, yeteneklerimizi pekiştirip, önemli tecrübeler edinip milli değerlerimizin bilincinde, küresel meselelerde doğru bakış açısına sahip bireyler olarak üniversite mezuniyeti konuşmalarımızı yapıyor olacağız ve ‘İyi ki OSTİM Teknik Üniversitesi’ diyeceğiz.” dedi. 50 yıllık gayretin sonucu OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Murat Yülek , kurumun, geçmişi 5 yılı fiili olarak bulan fakat düşünce olarak 50 sene evveline giden bir gayretin sonucu olduğunu söyledi. Yülek, “Bu üniversite, 200 bin kişilik mavi ve beyaz yakalı sanayi çalışanı; işçisi, iş adamı, girişimcisinin emekleriyle kurulmuş olan büyük bir sanayi havzasının tam da merkezinde yer almaktadır. Bu yüzden dünyada örneği son derece az olan bir gayretin, enerjinin sonucudur.” ifadelerini kullandı. Bir ülkenin kalkınabilmesinin en önemli belirleyicisi eğitim sistemi olduğuna işaret eden rektör Yülek, “Ülkelerin gelişme sürecine baktığımız zaman da eğitimin iyi olduğu zamanlarda ülke kalkınmasının hızlandığını, eğitimi başarısız olan yaygınlaşmamış olan, kalitesi düşük olan toplumlarda kalkınmanın yavaşladığını görüyoruz. Üniversite eğitimi, tüm dünyada özellikle şikayetlerin yoğunlaştığı bir alandır. Birinci nesil, ikinci nesil, üçüncü nesil üniversite tartışmaları dünyada yoğun olarak yapılıyor. Eğer üniversiteler hakkında, üçüncü nesil, yenilikçi, girişimci üniversite şeklinde tartışmalar varsa demek ki bir şeyler insanları rahatsız ediyor. Bir şeylerin değişmesi lazım inancı yaygınlaşıyor diye düşünebiliriz. İkinci nesil üniversite sistemi insanlığın şu andaki ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Biz de kendimize girişimci, üçüncü nesil, yenilikçi üniversite diyoruz.” dedi. “OSTİM, sadece OSTİM’den ibaret bir yer değil” OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Orhan Aydın, “Birçok ders almış, ders vermiş, birçok işe imza atmış ve hayırlı işi başarmış bir kurum olarak biz bugün 52. yılımızda da bir üniversitenin açılış törenindeyiz. Bu, bizim için heyecan verici bir gün.” OSTİM’i kuran, Ahi babası olarak nitelediği Cevat Dündar’ı ve bugüne kadar OSTİM’e emek verenlerden ahirete intikal edenleri rahmetle andıklarını kaydeden Aydın şöyle konuştu: “Burası bir Ahi kuruluşu. Gerçekten bir Ahilik felsefesi ile kurulmuş bu yerden, Ankara’nın sanayileşmesi ilk defa buradan başlamış. Ankara’daki diğer sanayi bölgelerimizin başlangıç notası, diğer firmalarımızın çıkış noktası OSTİM. Burası bereketli bir toprak. OSTİM’in ismi; sadece OSTİM’den ibaret bir yer değil. OSTİM; Orta Doğu Sanayi ve Ticaret Merkezi diye kısaltılmış, sadece bölgesinden, şehrinden sorumlu olan bir bölge olan değil. Coğrafyadan tarihten kendini sorumlu olmuş bir bölge. Bunun farkındayız. Aynı zamandan 20’ye yakın ülkede, İslam dünyasında; İslam Konferansı’nda, D-8’de OSTİM modelini başka ülkelere başka insanlara da girişimciliği, üretimi anlatmak için çaba sarf etmiş bir kurumuz.” “Bu ekosistemde üniversite kurmanın ayrı bir manası var” Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, OSTİM ekosisteminde üniversite kurmanın ayrı bir manas olduğunu belirtti. Selçuk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “OSTİM Teknik Üniversitesinin, böyle bir havzada böyle bir ekosistemin içerisinde bir yaşam sahnesi kurmaya gayret ettiği bir durumdan söz ediyoruz. Bu, elbette çok müjdeleri içinde barındıran fikirlere de gebe. Her fikir bir tohumdur ve her bir tohumun da nelere gebe olduğunu kestirmek çok da kolay değil. Bundan dolayı da bütün emeği geçen zihinlere, gönüllere çok büyük bir teşekkür borçluyuz. Çünkü bu havzada, bu ekosistemde üniversite kurmanın çok çok ayrı bir manası var. Burada yapılan eğitimin kalitesinin başka üniversitelerden iyi olması yetmez! Burada yapılan eğitimin orijinal olup olmadığının çok büyük bir değer var. Çünkü ilk defa kurulan bir üniversiteye çok yüksek puanlarla gelen öğrencilerin ve ailelerinin hayallerinden biz mesulüz. Onların hayallerinin boşa çıkmaması için burada yapacağımız her türlü gayretin aslında bu ülkeye verilen bir hizmet olduğunun da farkındayız. ‘Öğrenciler niçin bu üniversiteyi seçsin?’ Cevabını kısa bir ara bile vermeden; cevabını verebilecek kadar net bir fotoğrafı ortaya koymak zorundayız. Üniversitelerden bir üniversite olmak değil dünyada çok seçkin bir yere sahip olup bir prototip geliştirmek kadar özgün bir çaba isteyen bir zihin halinin içinde olmamız icap ediyor. Elbette öğrencilere de mesajımız olmalı çünkü öğrencilerin zihnindeki üniversite kavramı çok komplike. ‘Üniversite ne işe yarar?’ Sorusunun cevabını her bir öğrenciye sorsanız birçoğu üniversitenin tabiatını ortaya koyar. Çocuğun üniversiteden anladığı şey neyse üniversitenin de hali, kimliği odur. Bilim, teknoloji, uygulama iç içe Buraya, tam da yeni kurulan üniversiteye, ki buraya çok bilerek, özel olarak geldim; çünkü bu üniversitenin Türkiye’ye olan mesajını çok önemsiyorum. Çok sayıda üniversitemiz var ama neden açılış gününde buradayım? Bunun da bir mesajı olduğunu ayrıca öğrencilere ve ailelerine iletmek isterim. Burayı ne kadar önemsediğimizi göstermek için. Burası tam da hayal ettiğimiz; bilimin, teknolojinin, uygulamanın hepsinin iç içe olduğu yer. Bunun ne anlama geldiğinin öğrenciler tarafından daha fazla içselleştirilmesi lazım. Bir taraftan öğrencilerin kendi öz sorumlulukları da söz konusu. Üniversitelerde genellikle öğrencilere öz geçmiş yazdırılır ya da bir işe başvururken. Ben genelde öz gelecek yazdırırım çocuklara. Çocukların öz gelecek yazmakla ilgili fikri, maalesef yetişkinler tarafından çok fazla bloke ediliyor. Yani yetişkinler kendi öz geçmişlerindeki hayallerini, düşüncelerini, yaptıklarını, yapamadıklarını kendi çocuklarınım kimliğine yükleyiveriyorlar.”